Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa'nın otobiyografik özellikler taşıyan önemli bir romanıdır. Roman, kemik veremi hastalığıyla mücadele eden genç bir çocuğun (romanda adı geçmez, genellikle "genç hasta" olarak anılır) psikolojik ve fiziksel acılarını, umutlarını ve hayata tutunma çabasını konu alır.
Genç hasta, İstanbul'da bir sanatoryumda tedavi görmektedir. Hastalığı onu hem fiziksel olarak yıpratmakta hem de sosyal hayattan soyutlamaktadır. Bu süreçte en büyük destekçileri annesi ve uzak akrabası olan Nüzhet'tir. Nüzhet'e karşı derin bir aşk besleyen genç hasta, hastalığı nedeniyle bu aşkı yaşamakta zorlanır.
Roman, hastanın iç dünyasına odaklanır. Hastalığın yarattığı yalnızlık, umutsuzluk ve ölüm korkusu, yazar tarafından derinlemesine işlenir. Genç hasta, bir yandan hastalığıyla mücadele ederken, bir yandan da hayatın anlamını ve değerini sorgular.
Tedavi sürecinde farklı doktorlarla karşılaşır. Bu doktorlar, hastaya hem tıbbi hem de psikolojik olarak yaklaşır. Roman, hasta-doktor ilişkisini de ele alır.
Romanın sonunda, genç hasta iyileşir ancak Nüzhet'in başkasıyla evlendiğini öğrenir. Bu durum, hastanın hayatında yeni bir dönemin başlangıcı olur. Roman, acı, kayıp ve kabullenme temalarını işleyerek okuyucuyu derin düşüncelere sevk eder.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page